GERİ

 

 

Dördünün Öyküsü

Dört yaman yiğittiler
Nabızları delifişek
Kars figürleri çekiyorlar
Soluklarına aman vermeden
Devinimden coşkuya, terden sevdaya
Geçiyor, taşıyordular

Nasıl bilirsek halay çekmesini
Türkü söylemesini
Öyle biliriz günü geldiğinde
Diyordular

Gün ola devran kavuşa heyy!

Akşam erken iner mapushaneye
Demiş ya bir dost ozan
Sormalı şimdi mapus yoldaşa
Figüre benzer mi kahır çekmeler
Mahpusun karanlığı benzer mi oyy
Kokusunu soluyamadığın duvağa

Kurulmuş sahneye göçer çadırları
"Karıncanın rızkını düşünen tanrı
Neden düşünmez bu garip kulları"
Bangırdıyordu sesi, horuldayanların üstünde
Kars'tan Bitlis'e Siirt'e geçmişti
Hesap soruyordu tanrıdan
Tanrıların biri kalktı yerinden
Durdurdu gösteriyi,
Soruşturma açtırttı sesin hakkında

Gün ola devran değişe hey!

Üçüncü de mahpus damında ya
Adı asker ocağı
İndirme tugayını çekmiş havada
Bindiriyorlar ha bir Kürdün üstüne
Gözleri utanç çamurunda
Halkı için titreyen yüreği
Titremez mi namluyu çevirince üstlerine
İstemez mi, çeviriversin sırtındakine

Durun hele! Günü gelende heyy!

Dört hekim adayıydılar filinta gibi
Amaçları insan
Geleceği düşlüyor tere batıyordular
Ve dördünce kapmış bir kariyer
El üstünde
Büyük cerrah diyorlar
Umurunda değil artık ötesi
O da safını bellemiş, öyle ya

Bu insan var ya bu insan
Hesabını sorar insanlıktan çıkandan

3 Haziran 1981

GERİ