GERİ

"Kot Pantolon"

Dolabında kot pantolonu olmayan biri var mıdır bilmiyorum. Dünyanın bir yerlerinde donu bile olmayan onca insan yaşarken elbette kot pantolonu olmayan da vardır ama ben genelliyorum ve yoktur sanıyorum.

Peki neden hepimiz kot pantolon giyiyoruz?

Kot pantolon pratiktir, her duruma uyar, işe de onunla gidersin davete de, değil mi?

Öyle mi gerçekten?

Sıcakta terletir, soğukta üşütür. Islanınca kurumaz, üstelik suyu emince bir de ağırlaşır ki sorma. Zaten kendisi de diğer kumaş pantolonlara göre çok ağırdır. Kumaşı da serttir, dikişi de. Cilde de pek narin davranmaz, fırsatını buldu mu hırpalar. Şimdi olduğu gibi kesik pencereleri yoksa hava da almaz. Ucuz desen, ucuz da değildir.

Gene de dünyanın en çok satılan ve en çok giyilen pantolonudur. Yaş, cins, ırk, zevk, bütçe farklılıkları vız gelir, pantolonun üstüne ceketi, yeleği, elbisesi, paltosu, çantası falan da eklenir, kot kumaşı bütün kumaşlara nanik çeker. İncecik kumaşlar, tüy gibi hafif olanlar, ısıtanlar, serinletenler, kırışmayanlar, hava geçirenler, ucuzlar pahalılar onunla yarışa bile giremezler. Kot ayrı kulvarın koşucusudur.

Bu durum, tıpkı bütün içecekler bir yana “kola” bir yana olduğu gibidir. Dünyada kola denilen içeceği hiç içmeyen, tadını bilmeyen biri olmadığı gibi. Kola, dünyanın en çok satan içeceğidir. Diğer içeceklerin hepsini toplasan satışta onun yanına bile yanaşamaz. Serinletir derseniz, onu bir de buzsuzken hatta ılıkken için derim. Ferahlatır derseniz, içindeki karbonatın fışırtısının yarattığı yanılsamadır, biraz ağzı açık beklesin bakın ferah mı diye eklerim. Kola denilen şey aslen hiçbir halta yaramaz. İçerdiği şeker yüzünden kilo yapar. Diğer bir içeriği yüzünden bağımlılık yapar. Ancak en çok o satar. Üstelik ucuz da değildir. Şekerli içerik yüzünden susuzluğu da gidermez arttırır. Gene de susadık mı aklımıza ilk önce o gelir. İftar soframıza bile yerleşmiştir.

Bu durum, tıpkı bütün dünya nüfusunun yarısından fazlasının sigara içmesi gibidir. Diğer yarısının da düzenli içmese bile hiç değilse birkaç kez içmiş olması gibi. Bütün dünya deyince milyarlarca insandan söz ediyoruz. Ekmek değil su değil, varlığı yaşam için gerekli değil bir maddeden söz ediyoruz. Üstelik bedava da dağıtılmıyor. Ne işe yarar da bunca tüketilir bu sigara denilen şey? Dertten mi? Hangi derdi çözmüş acaba bilen var mı? Bizzat yarattığı onca derdi biliyoruz da sahiden anlayan var mı? Sigara içenlere çok ama çok dikkatli bakın, sigara içmeyenlerden daha mı keyifli görünüyorlar gözünüze?

Sahi niye sigara ve kola içiyor, kot pantolon giyiyoruz, biliyor muyuz?

Kot, her ortama ve her kişiye yakışıyor, ondan MI?

Kola, serinletiyor, ferahlatıyor, sıcakta iyi geliyor, ondan MI?

Sigara, efkar dağıtıyor, derdimizi azaltıyor, bize keyif veriyor, ondan MI?

Bunlar gerçekten doğru mu, yoksa biz mi öyle olduğuna inanıyoruz?

İnanmak deyince, %50 koyun, diğer yüzde elli, yani bizse beyin sahibiyiz, biz öyle kolayına zokayı yutmayız, öyle Mİ?

Gardroplarımızdaki kot pantolonlarımız inandırıldıklarımızın iyi birer simgesidir.

İnandığımız, yüzde yüz doğru dediğimiz her şeyi, yeniden bilgi terazisine çıkarmanın tam da demidir.

Onların beyinleri yok demek yerine, kendi beynimizden başlasak, belki mesafe kat edebiliriz.

12 Temmuz 2016

GERİ