Kadıköy’lüler bilir, Altıyol’da bir mağaza vardır. Üç kuruşa ayakkabı satar. Hafta sonları kapısından içeri giremezsiniz, öyle çok satış yapar, öyle çok kazanır. Çeşidi boldur. Ne tür, ne şekil ne renk, hangi numara ayakkabı isterseniz orada bulursunuz. Kalite aramayın, malları bir kere giy at cinsindendir. Üretici de değildir. Çinden minden nerde ucuz varsa oradan toplar, getirir satar. Bahariye yokuşu ayakkabıcı cennetidir ama hepsinin cirosunu toplasanız bu magaza kadar etmez. Hani ne demişler, işi bileceksin, işe gitmeyeceksin. İşletmeci zekasının örneğidir.

Amerika’da “Payless” nam bir ayakkabı satıcısı var. Bence bu Payless bizimkinin Amerikan versiyonu. Onun da ayakkabı ürettiği falan yok. O da çinden minden toparladığı döküntü papuçları üçe beşe bakmadan satıyor. Tek farkla ki o bizimki gibi tek tüfek değil, çok büyük bir zincir. Amerika’da her köşe başında bir şubesi var. Hatta 4-5 sene önce Mecidiyeköy’deki bir AVM’de de şube açmıştı. Belki şimdilerde başka şehirlerde de yeni şubeleri vardır. Anlayacağınız Amerika’daki her şey gibi onun da ölçeği devasa.

Bu dev, bugün ilginç bir psikososyal deney gerçekleştirdi. Yaptıklarının adını ben öyle koydum yoksa onların derdi deney falan değil. Enteresan bir ticari ayak oyunu. Daha doğru deyimle çok etkili bir reklam kampanyası. Bugün televizyon kanalları sürekli bunu yayınladı. (Ne yani Meksika sınırına yığılıp ABD’e girmeye çalışan binlerce güney Amerikalı baldırı çıplağın üstüne böcek ilaçlar gibi salınan gazları mı yayınlasınlar)

Bu Payless, Californiya eyaletinin Santa Monica kasabasında meşhuuur Armani’nin eski dükkanına “Palessi” tabelası takıyor. Bu dükkana diğer dükkanlarında satamayıp elinde kalan ne kadar ayakkabı varsa dolduruyor. Ancak yeni ismini yazan yeni etiketler ve yeni kutuları da ihmal etmiyor. Armani’den bozma şık dükkanına, şık bir açılış da yapıyor. Veee, diğer dükkanlarında 20-40 dolar aralığında satamadığı malları bu dükkanda özel üretim ayaklarına 200-700 dolar arasında fiyatlandırıyor. Sonuç; birkaç saat içinde dükkan boşalıyor. Üstelik bu yaptığını da videoya kaydedip yayınlıyor. Video da ilginç mi ilginç. Bir rüküş bota 645 dolar vermiş olan bir hanımefendiye aldığınız mal aslen Payless denince, yok canım olur mu öyle şey diyor, inanamıyor. Aynı bilgilendirme ile kamera uzatılan bir beyefendi, şakamı yapıyorsunuz diye kendinden yani malından emin gülümsüyor. Yani yapılan reklama bakar mısınız? Bir yandan bizim mallarımız o kadar kaliteli ki istediğimiz fiyata satabiliriz diyor, öte yandan bu kadar şık hanımlar beyler bunca beğendiler diyerek kaliteli oldukları fikrini pekiştiriyor. Öte yandan bu yaptıklarını ifşa edip, herkese ödediği parayı geri veriyor. Bunun da videosunu çekip yayınlıyor. Böylece ana haber bültenlerinde yer alıp reklamın gözünü çıkarıyor.

Amerika büyük düşünenlerin ülkesidir, diye boşuna demiyorlar. Dolandırdın mı büyük dolandıracaksın. Hem de yaptığını dillendire dillendire yapacaksın. Kadıköy’n kıytırık dükkanı olmakla olmuyor bu işler. Olacaksan zincir olacaksın. Dünya zinciri olacaksın. İşte o zaman istediğinin boynuna istediğin zinciri dolayıp istediğin tarafa sürükleyeceksin. Yoksa bugünün ana haber bültenleri “Rusya’daki Trump iş merkezinin bir çalışanı… Trump seçiminde Rus parmağı …” gibisine haberler de yaptı ama kimin umurunda. Bugün herkesin dilinde varsa yoksa Payless.

30 Kasım 2018

NOT:Markanın asıl adı “PAY LESS” yani “az öde” ya çakmasının adı da PALESSİ. Birinciden araklanmış bir isim. Ancak ayakkabı şıklığı için İtalyancayı çağrıştırsın diye sonuna si eklemlenmiş olsa da PALAS’a yani saraya gönderme yapıyor bence. Firmanın amacı o değilse de biz saraya kadar geldikse, bundan ötesini ben sizin hayal gücünüze bırakıyorum. İster gerçek gündemdeki gibi Kremlin sarayından Beyaz Saraya yol döşer, seçimdi oydu oyundu, falan filan diye ilerlersiniz. İster Beyaz Saray’ın güneydeki bütün ülkelerin her bir şeyini lüpletmesinden yola çıkıp Meksika sınırına yığılanların nedenlerine erişirsiniz. İsterseniz de oralarda benim ne işim var deyip, kendi güneyinizdekilere dil çıkartmaya devam edersiniz. Bense yazıyı oralara uzatmadım, bu ayakkabı ayağına takılı kaldım bugün. Hadi kalın sağlıcakla.

Yazının Facebook'taki bağlantısı.

GERİ