GERİ

Maymun Bahçesi

Hayvanat bahçesi lafı nasıl tanıdıksa maymun bahçesi lafı da o kadar kulak tırmalayıcı. Abhazya’nın başkenti Sohum’a gittiğim 2011 yılında bu lafı ilk kez duydum ve maymun bahçesini gördüm. SSCB var iken deney hayvanı olarak kullanılan maymunlar rejim çökünce boşa çıkmış. Sovyetler döneminde uzaya gönderilen astronot maymunlar bile Kafkas dağlarındaki bu gizli araştırma merkezinde eğitiliyormuş. Sovyetler sonrası oralar önce Gürcistan olmuş, sonrasında ise Abhazya. Abaza Gürcü savaşı Abazalar lehine sonlanınca, Gürcüler şehri terk ederken (nedeni hakkında rivayet muhtelifse de) maymunların kafeslerini açıp serbest bırakmışlar. Maymunlar ormana dağılmış. Ancak ömürleri kafeste geçmiş olan bu şempanzelerin ormanda yaşamaları mümkün olmamış. Çoğunluğu ölmüş. Sağ kalanları dönüp merkeze sığınmışlar. Ben gördüğümde artık dökülmekte olan eski püskü kafeslerinde ziyaretçilerin getirdiği muzlara el uzatan onlarca belki de yüzlerce maymun vardı. Kafeste yaşamaları, eskiden kobay olmaları, şimdi dilenci olmaları, bebekleri ile birlikte hapiste olmaları her şeyleri ama her şeyleri içimi acıttı. Sohum’daki maymun bahçesini hiç unutamadım. Bugün yeniden anımsadım.

Florida’da dünyanın en büyük şempanze korunağı diye tanıtılan kocaman bir alana yayılmış bir yer var. Coulston Vakfı tarafından Amerika’nın Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından ilaç çalışmalarında denek olarak kullanılan 600 den fazla şempanze için kurulmuş. Sonra vakıf batmış. Başka bir kurum (savethechimps) bu işi üstlenmiş. Şimdilerde 266 şempanze yaşıyormuş bu doğal hayat parkında. Florida’nın Fort Pierce şehrindeki bu park ile Abhazya’nın Sohum kentindeki parkın hiçbir farkı yok aslında kurbanlar açısından. Her ikisinin ahalisi de yakın akrabamız olan şempanzeler. Her iki şempanze grubu da kuşaklar boyunca biz insanların kölesi olmuş. Ancak şimdilerde bu kurbanların bazıları hala kafeslerde tutsakken diğerleri kendileri için düzenlenmiş açık alanda görece olarak çok daha konforlu bir hayat sürüyor. Gene de ana yurtları olan Afrika ormanlarında değiller. Tıpkı benim anayurdumda olmayışım gibi.

Benim asıl ana yurdum Türkiye değil, Kafkasya. Bugünkü Abhazya ya da oralarda başka bir yerler. Çünkü ceddim 1860’larda göçmek zorunda kalmış. Ben de, annem babam da Türkiye’de doğduk büyüdük ama köken böyle. Ben şimdi Türkiye’den de Amerika’ya göçtüm. Bütün göçler zaten mecburiyetten olur ama yakın akrabam şempanzelerin ana yurdu Afrika’dan Kafkasya’ya veya Amerika’ya göçü göç falan değil tamamen köle ticareti. Akrabalarını tutsak edense insanın hırsı.

Maymunlar akrabamızdır denince çıldıranlar olduğunu biliyorum. Kendilerine yakıştıramıyorlar hayvancağızı. Tıpkı bazılarının bazı akrabalarını kendilerine yakıştıramayıp yok saymaları gibi. Beğenseniz de beğenmeseniz de insanın genlerinin %98’i şempanzelerle aynı. Davranış benzerliği de hemen hemen aynı oranda.

1934 doğumlu bir kadıncağız var. Yaşça babamdan biraz küçük annemden biraz büyük olan bu kadın, yılın 300 günü dünyanın dört bir yanına seyahat ediyormuş. Kafkas halkları uzun ve sağlıklı yaşar diye bilinir. Babam çoktan öldü, annemse kendine bakmaktan aciz durumdayken bu kadın dünyanın dört bir yanında fink atıyor. Bedenen de aklen de sapasağlam. Kendini kurtarmış, dünyayı kurtarmaya çalışan bu kadının adı Jane Goodall. İngiltere doğumlu olan Jane, 1957 yılında tazecik bir genç kızken, bir arkadaşının çiftliğine misafir gitmiş Afrikaya. Gidiş o gidiş. 1960 yılında sponsorlu bir film çekimine başlamış Tanzanya’nın ormanlarında. Maymunları fotoğraflıyormuş ormanın derinlerinde, hem de o günlerin teknolojisi ile. Tam 55 sene sürmüş vahşi Afrika ormanında şempanze gözlemlemesi. Hiç kimse şempanzeler hakkında doğru dürüst hiçbir şey bilmezken başlamış çalışmaya ve görmüş de görmüş, gördüklerini de filmleyip göstermiş. Bulduğu kanıtladığı her şey devrim niteliğinde. İlk keşfi, şempanzelerin alet kullanıyor, üstelik de kullandıkları aletleri üretiyor oldukları gerçeği. O zamana kadar insanı hayvandan ayıran şeyin alet üretimi ve kullanımı olduğuna inanılıyormuş. Daha pek çok şey keşfetmiş, bildiğimiz tabuları yıkan. Tabu yıkmak kolay iş mi. Düşmanları türemiş. Gözlediği şempanzelere isim takması bile tepki çekmiş. Numaralandırması yeterliymiş insan gibi isimler takacağına. Oysa onların da insan gibi ayrı ayrı kişiliği var diyor Jane. Huyları suyları öyle farklı ki diye anlattıkça anlatıyor. Öfkesi burnunda olanları, şaka yapmayı sevenleri, utangaçları, dediğim dedikçileri tek tek kaydetmiş, sorulunca da anlatıyor. Aile hayatlarını, çekişmelerini, çeteciliklerini, yamyamlıklarını hatta ceza olarak topluca kendi soydaşlarını katledişlerini gözlemiş göstermiş. Sadece öpüşmelerini sevişmelerini değil yarışmalarını dövüşmelerini de göstermiş. Sırt sıvamak, sırtına vurmak, yumruğunu sıkıp havaya kaldırmak gibi cesaret verici teşvik edici davranışlarını, gıdıklamak şaka yapmak özür dilemek gibi davranışlarını kaydetmiş. Bunları laboratuvar ortamında insanlardan öğrenmiş olabilecekleri koşullarda falan değil ormanın dip köseşinde filme çekmiş. Sadece National Geografik belgesellerinin değil bütün dünyanın maymun uzmanı olmuş onlarca yılı ormanda onlarla geçirerek . İki kez evlenmiş çocuk da yapmış ama hep ormana koşmuş. Bunca sağlıklı olması hep doğanın kucağında yaşaması yüzünden olmalı. Binlerce önyargıyı yıkmış. Yüzlerce ödül kazanmış. Şimdi ormandaki araştırmaları öğrencilerine bırakmış 85 yaşında hiç durmadan dünyayı turluyor. Anlatıyor.

1960’larda Afrika’daki şempanze nüfusu iki milyon iken şimdi üç yüz kadarmış, bunu anlatıyor. O işe başladığında balta girmez ormanlarla kaplı alanlar şimdi ot bitmez çöle dönmüş, onu anlatıyor. Petrol ve kereste için yok edilen ormanların maymunlarla birlikte bizi de nasıl yok etmekte olduğunu anlatıyor. Akrabalarımız olan şempanzelerin huylarını anlatıyor. Onların yaşadığı ormanda “Colobus” denilen küçük bir maymun türü yaşadığını, şempanzelerin topluca ava çıkarak onları yakalayıp öldürüp yediklerini ve böylece soylarını kuruttuklarını anlatıyor. Nadiren de olsa, kendi cinslerine savaş açtıklarını, bazen bu savaşların yiyecek paylaşımdan bazense hakim dişinin rakip genç dişiye kafayı takması gibi sudan sebeplerden çıktığını anlatıyor. Bazen kızdıkları bir tanesini topluca avlayıp hep beraber yediklerini anlatıyor. Kendi soydaşlarına karşı en az insan kadar vahşi olduklarını anlatıyor. İnsan gibi eğitilebilir olduklarını da anlatıyor.

Şempanzeler genellikle 40 sene yaşıyorlar. (150 sene öncesine kadar biz de o kadar yaşayabiliyorduk) Japonya’da bir laboratuvarda kırkını devirmiş eğitimli bir şempanze yaşıyor. Adı Ai. Zeki amcam duymasın ama Japonca Ai, zeki demekmiş. Bu dişi maymun bilgisayar kullanabiliyor. Bilgisayarda pek çok şeyi insanlardan daha başarılı ve daha hızla yapıyor. Ancak çok mükemmelliyetçi. Hata yaptığında laboratuvarın camına tıklıyor. Göremediği gözetmenin camın ardında olduğunu biliyor. Bilgisayar programını yeniden başlatması için ısrar ediyor. Çünkü hata yapmayı kabullenemiyor, mutlaka düzeltmek istiyor. Eğitim aldığı konularda Ai ile bir insanın baş etmesi imkansıza yakın zormuş.

1977 Yılında Jane Goodall “Roots and Shoots” “Kökler ve Filizler” diye bir hareket örgütlüyor. Çocukların eğitilmesi ile hem maymunların hem insanların yani dünyanın kurtarılabileceğini düşünerek bu hareketi başlatıyor. Şimdilerde 100 den fazla ülkede 10.00 den fazla grup bu harekete can veriyor. Her grup kendi çapında bir şeyler yaparak geleceğe katkı sağlıyor. Kim köyünden geçen akarsuyu temizliyor kimi bir hayvan barınağını ihya ediyor. Kimin gücü neye yeterse onu yapıyor. Jane kapı kapı dolaşıp bu gruplara moral desteği sağlıyor. Onu genç tutan da bu. Umutluyum diyor. Yapılabilir, diyor. Herkes elinden geleni yapmalı, diyor.

Madem ki konu “Roots and Shoots” kendimi düşünmeden edemiyorum. Benim göçtüğüm Florida’da oluşturulan maymun sığınağı “sürgün” açısından tamamdır. “Kök”lerimin olduğu Abhazya’daki içler acısı maymun bahçesi içinse artık harekete geçmek gerekir. Sanki o tutsak maymunlar kurtarılabilse, kimselerin varlığından haberi bile olmayan Abhazya’nın da kaderi değişirmiş gibime geliyor.

Ömrünü şempanzelere adamış bir kadın bile örnek olmayacaksa bizi harekete başka ne geçirir bilemiyorum. Not


1 Aralık 2019

Notlar:
1-Şempanze Ai’nin görsel hafızası ile ile tanışmak isterseniz...
2-Ai’nin olağan kontrol için kan vermesini de izleyebilirsiniz ...
3-Florida’daki merkezi hiç değilse fotoğraflarla ziyaret edebilirsiniz...
4-Jane Goodall tanımak için TED konuşmasına buradan ulaşabilirsiniz...

Yazının Facebook'taki bağlantısı.

GERİ