GERİ

Afantazi

Eşim hayalleriyle yaşayan bir insandı, bense planlarımla. Bazen bana sahiden hiç mi hayalin yok der, hayır cevabımla da her seferinde yeniden şaşırır, inanmakta zorluk çekerdi. Gerçekten de hiçbir şeyin hayalini kurmuşluğum yoktur. Huyum böyle, sonradan olmadım. Kendimi bildim bileli ulaşmayı arzu ettiğim bir şey olduğunda mantık terazime vururum, erişebileceğim bir şeyse planımı yapar, elde etmek için çabalarım ama erişemeyeceğim bir hedefse de üstünde bile durmam. Ah keşke şöyle… diye düşündüğümü, hayal kurduğumu hiç bilmem.

Bir arkadaşım bugün bana ben koyun sayamıyorum, dedi. Hani uyumak için çitten atlayan koyunları sayın derler ya, o bunu yapamazmış çünkü görüntüyü hayalinde canlandıramıyormuş. Gözümü kapatıp koyunları hayal etmeye çalıştığımda koskocaman bir karanlıktan başka bir şey görmüyorum, koyunları göremiyorum ki sayayım, dedi. Meğerse bu bazı insanlarda olan bir durummuş, adı da imaj körlüğüymüş. Sen ne diyorsun bu konuda diye bana sordu. Çeşit çeşit körlük bilirim de imaj körlüğünü biliyor muyum diye belleğimi yokladım, bir şey çıkmadı. Arkadaşım bir diğer adı da “Aphantasia” deyince iyice meraklandım. Benim hayallerden uzak hayatımla, onun koyun sayamayışının alakası olabilir mi diye keşfe çıktım. İsterseniz gelin bu meseleyi birlikte araştıralım.

Keşiften önce şunu söylemeliyim: Latincede bir kelimenin başına A gelmişse, o şeyin yokluğunu ifade eder. Örneğin tıbbi bir terim olan “Afazi” konuşamamak demektir. Örnekler çok ama gereksiz, sonuçta bu Afantazi lafı fantezi yokluğu anlamına geliyor. Fantazi kelimesinin cinsellik çağrıştırmasına aldırmayın, aslı hayal kurmaktır. İlk kez Aristo “aklında canlandırmak” olarak Fantazi kelimesini kullanmış. Antik Yunandan beri de hayal kuramamaya Afantazi deniyor.

Günümüzde kullanılan anlamıyla Afantazi, bir şeyi “isteyerek” gözünde canlandıramamak. İsteyerek lafı önemli çünkü bu kişiler rüya görebiliyor ve de bilinçli olmadıklarında görsel hayaller görebiliyorlar ama örneğin “şimdi gözünü kapa da güzel bir sahilde olduğunu hayal et” dendiğinde gözlerinin önünde kocaman kara bir boşluktan başka bir şey oluşmuyormuş. Tanımdan anladım ki benim hayal kurmama durumum bambaşka bir şey çünkü istemem ama eğer istersem hayalimde uzun metrajlı bir film bile çekebilirim. Ancak arkadaşımın anlattığı tıpatıp bu. Kendisinin de söylediği gibi onda Afantazi mevcut. Du bakali şimdi şu Wikipedia’ya da neymiş bu öğrenelim.

Bu kavram 2016’larda ayağa düşmüş. Tam da benim tıbbi okumaları aksattığım zamanlar. 2015 de Zeman diye bir İngiliz araştırıcı pek çok vaka bildirmiş. Onun bildiriminden hemen sonra 2016’da, bizim internet tarayıcı olarak her gün kullandığımız meşhur Firefox’un kâşiflerinden bir olan Ross, kendi Afantazisini kimselerde olmayan bir şey gibi rapor ediverince, ben de var, ben de var diyenlerle sosyal medya patlamış. 2018 yılında Profesör Adam Zeman’ın da içinde olduğu bir internet ağı oluşturulmuş ve bende de var diyenler bir yandan hikâyelerini paylaşırken, öte yandan da konu hakkında daha çok neler öğrenilebilir acaba diye paylaşımlara başlamışlar. Kaliforniya’daki Pixar şirketinin eski şefi olan Catmull da kendi Afantazisini 2019 yılının Nisanında BBC Haberde anlatmış (Pixar, Disneyland’ın film üreten bir yan kuruluşuymuş) Bu hikâyeden benim anladığım, bu terimin son yıllarda hızla medyatikleşmesinde sosyal medyanın rolü büyük olmuş.

İşin medyatik olmayan kısmı da şöyle: Bu yeni moda tıbbi kavram aslında yeni falan da değilmiş. İlk kez, 1880 yılında Galton diye bir adam bir anket çalışmasında keşfetmiş bu durumu. Bazı kişilerin daha önceden bildikleri bir şeyi, bir durumu ya da hatırayı gözlerinde canlandıramadıklarını anlamış ve yazmış. Ancak bu keşifle kimse ilgilenmemiş, 2009’da Faw diye bir araştırıcı 2500 kişiye sorup %2 kadar sık olduğunu bildirene kadar. Exeter Üniversitesi profesörü Zeman, 2010 yılında Karotis Anjioplastisi yapılan bir vaka da gelişen imaj oluşturma kusurunu bildirmiş, sonra pek çok başka vaka ile yayınlarını sürdürürken Kalıtsal Afantazi adını kullanmış. Ancak sonrasında kavram sadece Afantazi diye anılır olmuş. Zeman, bildirdiği bütün vakaları 1973 de geliştirilmiş olan “Vividness of Visual Imagery Questionnaire (VVIQ)” testini geliştirip kullanarak saptamış.2015 yılında da konuyu toparladığı bir makale sayesinde de adı bu konunun uzmanı olarak perçinlenmiş. Bu kavramın temeli aslında daha eskiye dayanıyor. 1984 yılında Farah adlı çalışmacı nörolojik açıdan görsel imaj oluşturma kusurlarını iki farklı mekanizmaya dayandırmış. 1-Görsel Bellek Hastalıkları ki Görsel Agnozi (gördüğünün ne olduğunu bilememek) ve Görüntü kaybı buna dâhil. 2-Görüntü Üretme Bozukluğu. Bizim konuştuğumuz bu ikincisi. 1985’de görüntünün yeniden canlandırılmasındaki kusurlar diye tıbbi literatürde anılmaya başlamış. 2008 yılında Bartolomeo, herhangi bir şeyi gözünde canlandırmanın beynin arka kısımlarındaki görme anılarının harekete geçmesi ile birlikte, Fronto Pariatal Korteksin yönetici işlevlerinden biri olduğunu bildirmiş. 2008’de Barnett bu durumu “Sinestezi” olarak, 2009’da Grutel ise “Konjenital Prosopagnosia” olarak anlatmış. Daha sonra Afantazinin her ikisiyle de alakalı ama farklı bir durum olduğu söylenmiş.

Tıbbi hikâye uzun ama burada keseyim. Sonuçta Afantazi görme ile ilgili duyuları algılayan beynin arkasındaki Oksipital Korteks ile öndeki yönetmen Frontal Korteks arasındaki karşılıklı ilişkiyi etkileyen kalıtımsal yapısal bir bozukluktan olurmuş. Kalıtımın dışında hastalık, ameliyat vb. gibi başka bir nedenle beyin içindeki bu bağlantı fiziksel olarak kesintiye uğradığında da edinsel olarak Afantazi gelişebiliyormuş. Eğer konu ilginizi çektiyse siz de https://aphantasia.com/vviq ya da https://www.youtube.com/watch?v=xNLKoDJUHzk adreslerinden bu testleri ulaşıp kendi kendinize Afantazi tanısı koyabilirsiniz.

Eğer bana yorum yazmayı tercih ederseniz;

-Gözünüz kapalıyken mi açıkken mi daha kolay görüntü hayali kurabiliyorsunuz?

-Evinizde kaç pencere var desem kalkıp sayar mısınız yoksa odaları ve pencereleri hayalinizde canlandırıp kolayca saymanız mümkün müdür?

-Düğündü dernekti gibi önemli günlerinizin anısını isteseniz gözünüzde canlandırabiliyor musunuz yoksa hatırladıklarınız sadece laflarla mı ilgili? gibi soruların cevaplarını da yazabilirsiniz.

Benim hayalsizliğimi hiç hesaba katmayın ama bakalım siz koyunsayabilengillerden mi koyunsayamayangillerden misiniz?

3 Nisan 2020

Yazının Facebook'taki bağlantısı.

GERİ