GERİ

Güç kimde?

Florida’ya yerleştiğimden beri Powerline (güç hattı) adındaki caddeye açılan bir sokakta oturuyorum. Sokakla caddenin birleştiği köşede bir elektrik akım istasyonu var. Böyle mi denir bilmiyorum, hani bir bahçe dolusu elektrik direğinin olduğu yerlerden. Acaba caddeye adını bu santral mı vermiş diye düşünürken aslında upuzun (26 kilometre) olan bu cadde boyunca elektrik hattının hiç kesintisiz devam ettiğini fark ettim. O zaman anladım caddenin adının anlamını.

Kuzeyden güneye uzanan bu elektrik hattını fark ettikten hemen sonra gördüm kapısında “Atık yönetim merkezi” yazan belediyenin kocaman binasını. Oysa kaç kere okumuşumdur o tabelayı, anlamını hiç düşünmeden. Anlamını hiç düşünmeden misafirlerime gösterdiğim bir de çöplük var. Upuzun, kocaman, yemyeşil bir tepe bu. Çöplük gösterilir mi demeyin, Türkiye’nin her ilinin ve ilçesinin ya girişinde ya da çıkışında, sözüm ona en gözden ırak tarafında, açık arazide tepeleme yığılmış çöpleri görmekten benim gibi sıtkınız sıyrılmışsa, tertemiz çimenlerle kaplı bir tepenin aslında bir çöplük olduğunu gelene geçene göstermek istiyorsunuz elbette.

Dört büyük caddenin kesişiminde devasa bir alanı kapladığından yolunuz eninde sonunda bir tarafına düştüğü için, normal bir park gibi görünen ama sadece çöp kamyonlarının girip çıktığı bu alanı yıllardır görüp gösteririm. Tabelasını okuyup durduğum atık merkezinin de bu sahanın bir köşesinde olduğunu fark etmemse bunca zaman almış. Aynı arazinin içinde bizim sokaktakine benzeyen bir trafo merkezinin bulunduğunu fark edene kadar ise konuyu kavrayamadım. Bu yemyeşil tepenin içinde çöpleri ne yapıyorlar acaba, bir fırsatını bulsam da girip görsem, diye düşünürdüm hep ama nihayet bugün yapbozun parçalarını birleştirebildim. Böylece doğru soruyu GOOGLE halama sordum ve görmeme gerek kalmadan öğrendiklerimi sizinle paylaşmak istedim:

“Turnpike, Sample, Powerline ve Wiles caddelerinin arasındaki 2.000 dönümlük arazinin adı Monarch Hill Renewable Energy Park. Türkçe söylersek Kraliyet Tepesi Enerji Dönüşüm Parkı. Broward bölgesinin çöplüğü olan bu park bünyesine her gün 3.500 ton atık kabul ediyor. Bu atıklardan çıkan metan gazını ise elektriğe dönüştürüyor. 10.000 eve yetecek kadar (11 megawatt) elektrik üretiyor, her gün.”

Rakamları tekrar mı okusak?

“Mahallenin orta yerinde bir çöplük olması çevreyi rahatsız etmesin diye devamlı olarak koku kontrolü yapılıyor. Özellikle Hidrojen Sülfit (H2S) emisyonu denetleniyor. İnsanlar kokuyu 0.045 düzeyinde fark edebiliyor ama ne pis kokuyor denmesi için düzeyin 0.270’e dek çıkması gerekiyor. Merkezin hedefi sıfır koku ancak 0.007 eşik değer olarak kabul ediliyor.”

Ben 4 yıldır defalarca bu parkın çevresindeki yollardan geçtim, şimdiye kadar hiç bir koku duymadım. Burnumun hassas olduğunu söyleyemem ama başkalarının da kokudan yakındığını duymadım. Üstelik Florida’da devamlı olarak aşırı yüksek ısı ve nem bulunduğu halde hiçbir zaman hiçbir yerde çöp kokusu duyulmadığını eklemeliyim.

Her sene 10-15 bin ton geri dönüşüm de gerçekleştiren bu çöplük, sürdürülebilir çevre anlayışının ürünüymüş ve dikkatinizi çekerim 1965 yılında kurulmuş. 2011 yılının 9 Nisan gününde de merkezin adını değiştirme şerefine çöplüğün duvarlarından 200 kelebek salınmış ortalığa.

Bu park Florida’nın yegane çöplüğü değil, eyaletin bütününde 125’ten fazla böyle merkez varmış. Dünya Çevre gününde ilkokul öğrencileri ve aileleri için bu merkezlerde özel etkinlikler düzenlenirmiş…

Atatürk’e atfedilen bir hikâye vardır. Değer verdiği bir hanımın evine ani bir baskın yapmış. Habersiz gittiği için de hanım evde yokmuş. Bari acil durumu halledelim, diyerek evin tuvaletini kullanmış. Çıkışta eşlikçilerine bu hanımı çok takdir ettiğini söylemiş. Çünkü vazoda taze çiçekler vardı tuvalette, demiş. Salonu süslemek adettendir ama gösteriştendir, oysa tuvaleti süsleyen kendisi için süsler ve bu özeni gösteren kişi kendine saygısı olandır, diye eklemiş. Hikâye gerçek mi bilmem, ancak bir insanın ya da bir halkın ya da bir ülkenin gelişmişlik düzeyini anlamak için sadece 2 şeye bakmak yeter diye düşünenlerdenim: Çöpüne ve tuvaletine…

Bugünlerin kokusuna gönderme yapıyorum sanılmasın; ben söyleyeceğini ima edenlerden değilim, diyeceğimi doğrudan derim. Rutkay Aziz’in bir komedi dizisindeki repliği aklıma kazınmıştır. Biz erkekler hayatımızda kadın olmasa duş bile almayız azizim, demişti. O sadece erkeklerden söz etmişti ama ben de hekim kimliğimle nice süslü püslü hanımın iç çamaşırlarının da tanığıyım. Salonu gibi tuvaletini de süslemenin gösterişle alakası olmadığı da hiç sanmam. Sözün özü,(istisnaları boş verin) insan dediğinin özü pis, orada da pis burada da pis. Çözüm ise sistemde.

Çalıyorlar ama hiç değilse yapıyorlar diyenlere nazire olsun dedim…

23 Temmuz 2021

Not: Eğer bu çöplüğü merak ettinizse: tıklayın...

Yazının facebook bağlantısı.

GERİ