GERİ

İran’da Zarrab, Türkiye’de Sarraf, Miami’de Goldsmith

Goldsmith İngilizce altın işleyen kişi yani sarraf demek ya, Mr. Goldsmith’ten haberdar olunca ilk iş şu bizim geniz sesli, kaşları havada şarkıcımıza üzüldüm. Boşandıklarında bunun bir oyun olduğunu, yurtdışına rahat çıkabilmek ve kılık değiştiren eşiyle buluşabilmek için yapılmış bir düzen olduğunu sanmıştım. Meğerse altın sesli kızımız altın yumurtlayan horozu başkalarına kaptırmış. Önce en yakın şarkıcı arkadaşı Amerika’ya gidip onun kocasından çocuk yapmış. Daha bu derdi bitmeden Amerikan hapishanesindeki hücresine fahişe bile sokmakla ünlü kocası yeni sevgililer yapmış. Beyefendinin en yeni görlfirendi sarışın bir içim suymuş. Ayyy meğerse ne çok severmişim ben dedikoduyu. Vallahi mahallenin meraklı teyzesi olarak yeni komşumun dedikodusunu yapmasam olmazdı.

Davie, Miami civarında bir yerleşim yeri ki bizim mahalleye en fazla yarım saat uzaklıkta olduğundan ve ben de 4 sene boyunca hemen her sabah okul için oraya gittiğimden, komşu lafını rahatça edebiliyorum. Davie, Miami’de bir yer deniyorsa da aslen Miami’de falan değil. Ultra zenginlerin özel adalarının bile olduğu Miami merkez gibi okyanus kıyısı bir yer de değil. Daha kuzeyde ve daha batıda yemyeşil bir ovanın ortasında gözden ırak bir yer. Miami gibi Latin kökenlilerin ve turistlerin kaynaştığı kozmopolit bir yerse hiç değil. Ancak, seçkinci beyaz ırkın cüzdanı kalınlarının at çiftliklerinin olduğu Florida kasabalarından biri. Upuzun ferah yolların etrafında sayısını bilemediğim kadar çok, göz alabildiğine geniş arazileri olan çiftlikler bunlar.

4 yıldır Amerikan devletinin korumasındaki Rıza Bey de gelmiş bu bölgedeki sitelerin birinde kendine görkemli bir ev almış. (Kim bilir belki de yeni almamıştır, kara günleri öngörüp önceden alıp bekletmiştir) Evinin 2-3 kilometre uzağındaki bir araziye de at çiftliği kurmaktaymış. Bu iş için bir sene önce İranlı bir adamla ortak bir şirket kurmuş. Bugün yarın da bu çiftliği hizmete açacakmış. Şirketinin adı “Next Level” yani “bir sonraki aşama” kendisinin yeni adı da Aaron Goldsmith imiş. Aaron ibranica Harun demekmiş. İnsan Harun kadar zengin olunca ve de zenginliği kuyum dolambacından gelince ne olsun işte, dönüp dolaşıp Aaron Goldsmith olmuş. Habire isim değiştirmek zorunda kalan genç adam, başka türlü bir ad seçse nasıl öğrensin değil mi? Arkasından seslensen dönüp bakmaz, başkasına sesleniyorsun sanır yeni ad takılanlar. Benimki de iş işte, İran’lı altın satıcısı Reza Zarrab’ken Türkiye’de bakan satın alıcısı Rıza Sarraf olan adam, Amerika’da Tayyip satıcısı olunca Harun olmayacaktı da ne olacaktı?

Gelin görün ki zavallı adamın işi bugünlerde sarpa sarmış. Çünkü Türkiye’de havuz medya mensubu olmayı beceremediği için işsiz kaldığını söyleyen bir gazeteci, Amerika’ya gelip Uber sürücüsü olmuş. Bir başka Uber şoförü ben galiba Sarraf’ı taşıdım diye kendisine tüyo verince de gazetecilik damarı kabarıp bu yolcunun peşine düşmüş. Şirketini, çiftliğini, evini ve yeni adını bulmuş, üstelik de işyerinde kendisine bizzat ulaşıp video kaydını bile yapmış ve ortalığa salmış…

Bu gizli servis kokulu haberi patlatan gazeteci Adem Yavuz Aslan vallahi günümü renklendirdi. Çünkü ben Sarraf’ın Amerikan gizli örgütü aracılığıyla estetik ameliyatlar olduğunu, Amerika’nın cehennemin dibi bir köşesinde yaşamak zorunda kaldığını, yokluk yoksunluklar içinde yeniden hayata tutunmaya çalıştığını, boşanmış gibi yaparak onun yanına taşınan Türk eşinin şarkıcılığının getirdiği bütün sükselerden yoksun ev kadını gibi bir hayat sürdüğünü, gazete haberleri yüzünden morali yerle bir edilen evladını güzel okullarda okutabilme şansını yitirdiğini, özetle ailecek çileli günler yaşamakta olduklarını falan sanıyordum. Hollywood senaryolarının şartlandırmışlıklarıyla bu kadar karanlık senaryolar yazmam da benim salaklık katsayımın göstergesi elbette. Oysa gazeteci Adem beyin paylaştığı facebook sayfalarındaki fotoğraflarında yüzü filan değiştirilmemiş, keyfi pek yerinde bir Sarraf, bizzat yaptığı röportaj videosunda da kilo vermiş, zımba gibi bir Zarrab var. Gene de muhtemelen şu sıralar kara kara düşünmekte olan bir Mr. Goldsmith vardır. Vah Harun komşum vah. Sen bunca şeyi planla da bir taksi şoförünün keskin gözlerini düşüneme. Bak onca güzel, onca korunaklı yere yerleşmişsin, niye sokağa çıkarken kasket ve güneş gözlüğü takmadın, niye kendi jipinle gezmedin de taksiye bindin ayol. Yoksa bu da mı bir senaryo? FBI ya da iş ortağın tarafından falan filan kasten adrese teslim mi edildin sen yoksa? Vallahi senaryo ne olursa olsun, sana acıyorsam ne olayım ama terk ettiğin eski sevgililerine acıdığım kadar atlarına kurban o selvi boylu gencecik yeni sevgiline de acıyorum. Ne olacak şimdi bu tazenin durumu hiç bilmiyor, yeni dedikodular bekliyorum.


23 Ekim 2021

Yazının Facebook Sayfasındaki bağlantısı.

GERİ