GERİ

Şişko, ayyaş, tembel, beceriksiz, korkak vb
demeleri kandırıkçılıktı


Deniz otobüsü terminalinde sabah mahmurluğunun etkisinde kendime öfkelendim. İşte gene yapmışım. Her zaman bir yerlerde bir şeylerimi unuturum ya, bu sabah da cüzdanımı evde unutmuşum. Aksilik bu ya, akbilim de boş. Parasız pulsuz kaldım, işe gidemiyorum. Bir yandan çantamda cüzdan arıyorum ama asıl eve geri mi dönsem, bekleyip bir tanıdığa rastlama ve borç isteme olasını mı denesem şeklinde B, C vb olasılıklarını düşünüyorum. Aaaa, cüzdanım çantamdaymış. Umduğum yerde değil de çantanın bir başka gözünde bulunca çok ama çok şaşırıyorum. Evde kaldığından o kadar emindim ki. Bulamayacağım diye arayınca tam da olması gerektiği yerde olduğu halde, tam da gözümün önünde durup durduğu halde bulamadığım ne çok şey var. Defalarca deneyimleyip öğrenemediğim bir şey bu.

Bu durumu eminim siz de biliyorsunuzdur, ya bulamazsam diye arayınca bulamıyorsunuz. Kaybedersem diye korktuğunuzda kaybediyorsunuz. Dahası da var, yapamayacağım dediğinizi yapamıyor, başaramam diye başladığınızda başaramıyorsunuz. Son günlerin moda yaklaşımıyla, evrene pozitif enerji gönderin ki işiniz denk gitsin falan gibi göndermeler değil amacım. Sanki evren durmuş sizi bekliyor, dile benden ne dilersin diyerekten. Ben çok ama çok mekanik bir şeyden; beyinden söz ediyorum. Beyniniz sizi dinliyor. Onun tek efendisi sizsiniz. Efendiliğinizi bilin, doğru dürüst söyleyin, bakın istekleriniz nasıl yerine geliyor. Siz yeter ki söylemeyi bilin.

Bu iş gerçekten de böyledir; beyin dediğinizin girdisi ne ise çıktısı da o olur. Bulamazsın dersen bulmaz, yapamazsın dersen yapmaz. İmadan cinastan anlamaz. Gönderi neyse ele geçen paket odur. Örneğin aynanın karşısına geçip sırıtırsanız, mutlu olursunuz. Beyin yüz kaslarından gelme gülme kalıbını tanır, gülüyorsam mutluyum sanır. Deneyin hoşlanacaksınız. Beyni kandıracaksınız. Kandırıkçılık işinize gelmiyorsa bunun aslında kandırma olmadığını anlamalısınız. Mutlu olmak istiyorsunuz, sonucunda mutlu oluyorsunuz, bunun için de sadece gülme kaslarınızı harekete geçiriyorsunuz. Ne kadar mekanik ve ne kadar inanılmaz değil mi?

Ben zaten hep unuturum şeklindeki ön yargımla aradığımda gözümün önündeki cüzdanı göremiyorum. Ben sigara tiryakisiyim hayatta bırakamam diyorsam hayatta bırakamam, geberirim. Ben şişkonun tekiyim, artık çok geç, bir daha asla zayıflayamam diyorsam, koca göbeğimle gömülürüm. Korkağımdır evde yalnız kalamam diyorsam, bazen özeniyor olsam da yalnızlık keyfinde demlenemem. Hep çektim, zevk nedir hiç bilmedim diyorsam zaten keyfedemem.

Ne diyorsam oyum. Ben kendimi nasıl tanımlıyorsam oyum. Tanımı değiştirirsem ben de değişirim. İnanılmaz mı geldi? Gerçekten de inanılmaz. Mucize gibi bir gerçek. Her şey bu kadar basit. Ben..... diyeceksiniz. O kadar. Aradaki boşluğu olmak istediğiniz şey ile dolduracaksınız. Ne olmak istiyorsanız o olacaksınız.

Ben şimdi deniyorum, eşlik eder misiniz?

Ben çok çalışkanım, hiçbir iş gözümü korkutamaz.
Ben çok cesurum, korku nedir bilmem.
Ben çok sevecenim, bana kötülük yapana bile kin tutmam.
Ben çok bakımlıyımdır, şık görünmekten çok hoşlanırım, bulaşığa girerken bile güzelim.
Ben hiçbir şeyi unutmam, geçenlerde 40 sene önce gittiğim bir evin duvarındaki tabloyu anımsadım.
......
Aaa hızıma yetişemediniz ayol. Ben kaçıncı cümleye geçtim siz hala ikinci üçüncüsündesiniz. Ne oldu, inanç sisteminiz ayak mı diriyor? Ama öyle değilsin ki, diye aklınıza karşı mı duruyor. Sakın yüz vermeyin. Duygularınızın belirleyiciliğine geçit vermeyin. Siz siz olun, o arkadan gelendir ama bekleyin ve geçiş üstünlüğünü hep aklınıza verin.
Olmak istediğinizi olun.
Artık sihri biliyorsunuz. Ne olmak istiyorsanız onu olun, bunun için kendinize söyleyin.
Onları boş ver ben mutsuzum çok mutsuz diyorsanız, ilaçlar nafile öyle kalmaya mahkûmsunuz.
Beyninize ne sokarsanız o çıkar.
Niye mi aynı şeyleri tekrar ediyorum.
Tekrar, yani pekiştirme eşittir öğrenme diye olabilir mi?
İşin özü tekrar. Püf noktası yinelemek
Bütün olumsuz özellikleriniz böyle pekişmemiş miydi?
Size ne diyorlardı, pısırık mı hımbıl mı, tembel mi dalgacı mı, serseri mi ayyaş mı, şişko mu bağımlı mı, çirkin mi pasaklı mı?
Hepsi dündü; önce çocuktunuz yani güçsüz, sonra cahildiniz yani savunmasız. Şimdi şu anda harikasınız, harikulade şahanesiniz, çünkü bilgili yani güçlüsünüz. Üstelik deneyimlisiniz. Niyetlenince neler yapabildiğinizi deneyerek öğrendiniz. Bırak dedikoducuları artık kendi inanç sisteminizi bile susturursunuz. Biliyorsunuz ki; ne diyorsanız osunuz. Artık fazla kiloları takmadığınız için farkına bile varmadan zayıflıyorsunuz, sigara içmiyor, televizyon karşısında geviş getirmiyorsunuz. Dinç, enerjik, üretken ve mutlusunuz.
Bu basit ve temel çözümü aktardı, beyninizin nasıl çalıştığını (bazıları gücünü der) size hatırlattı diye beyin doktoru Nevin’e de bir alkış yolluyorsunuz...
Gene gene yine, kendinizi de alkışlıyor musunuz?

27 Mart 2012

GERİ