![]() Kızımın odasını dolduran, göz ucu bakışlar için hazırlanmış özlü sözlerinin en başat olanında “müziksiz bir hayat, hatadır” yazar. Bu şiarı oradan çalıntıladım: “Çiçeksiz bir hayat hatadır.” Yaşantımın her anında çiçek olsa doymam. Baktığım her karede çiçek olsa bıkmam. Çiçeklenmiş bir yaşam tutkularımdan biridir. Sağlık sistemimiz “müşteri memnuniyeti”ne indirgendiğinden beri, hastalarda da sağlıkçılarda da memnuniyetsiz tepe yaparak hastanelerde şiddet doruğa ulaştı ya, benim naçizane önlemim yine çiçek.
Bilirsiniz kadın kısmı çiçeğe bayılır ama çiçek vermenin, çiçek almanın, çiçekli ortamlarda bulunmanın keyfini bilmeyen erkekler de sonradan öğrenebiliyorlar. “Çiçek dalında güzeldir” şablonunun ardına gizlenip yakınlarındaki kadınlara çiçek sunmaktan kaçınan, “çiçek, erkek adamı bozar” diye ayak direyen, elinde çiçek taşımak zorunda olduğunda poşete gömerek aslında duygularını gizleyen erkekler de bir gün geliyor, öğrenebiliyorlar.
Çiçekle zaten iç içe yaşayan bana da ne oluyor diyorsanız, benim durumum bu gün şahane kare şahane. Asıl onu anlatayım izninizle: Anneler (çiçek alma/verme) gününde ne annem yanımda ne de yavrum. Annem bambaşka bir şehirde, kızımsa dünyanın öteki ucunda, Amerika’da. Ben de zaten evde değildim. Başka bir şehirde toplantıdaydım. Gün bitiminde, alacakaranlıkta eve döndüğümde, merdivenin otomatik ışığı çaktığında bir de ne göreyim: Kapım yıkılıyor; çiçekten. Paspasımın üstünde kovalar dolusu çiçek. Bu da ne diye anlamaya çalışırken evet evet tam o anda, ışık yanıp çiçek kümelerini görünür kıldığı ve benim dona kaldığım o anda, telefonum çaldı: Kızım Amerika’dan arıyor, anneler günümü kutluyordu.
Birkaç saat arayla ikinci kere şok oldum. Yokuş yukarı giderken bir kucak papatyanın ağırlığı ile kollarım uyuşmasa ve giysilerim papatya tozları ile boyanmasa rüya gördüğümü sanacağım. Yanlış anlamayın bu son kısımla kızımın hiçbir ilgisi yok. Hiçbir tanıdığımın ilgisi yok. Sadece rastlantı. Ne vereni tanırım ne o yoldan düzenli olarak geçmişliğim var ne de o sırada orada olacağımı bilebilecek öngörebilecek biri var. Rastlantı ki ne rastlantı. İşte benim anneler/çiçek alma günüm. İşte benim “keyifler kat ve be kat şahane” deyişimin çiçekten taşkın zemini. Dünyaya, ortadoğuya, ülkeme ve aileme hatta bizzat bana yapılanlara inat, insan oğlunun insan olamamışlığına inat kere inat, işte benim keyif günüm. Siz de benim gibi mucizelere inanmayanlardansanız, dilerim benimki gibi şahane şanslı bir gün yaşayasınız. Yoksa siz şans diye toto-loto falanları mı kast ediyorsunuz? Yok yok, öyle değilsinizdir. Değilsinizdir. Katiyetle değilsiniz.
12 Mayıs 2013 |