![]() ve Duygulanımlarınız Yazan: Anne BRAY (Çev:Dr. P.Nevin SÜTLAŞ) İTHAF Bu kitapçık şükran dolu teşekkürü haketmis pekçok insanın yardımıyla yazılmıştır. İlk olarak zamanlarını, enerji, deneyim ve bilgeliklerini içtenlikle paylaşan ve söyledikleri kitap boyunca kendi sözcükleriyle aktarılan M.S`lilere şükranlarımı sunarım. Siz olmasaydınız bu kitap yazılamazdı. İkinci olarak Yeni Zelanda M.S.Derneğine ve ayrıca Danışma Servisi'nden Lorraine Carryer`e davetinin yanısıra sağladığı bilgi, destek ve cesaretlendirme için teşekkür ederim. Lizette ve Roz`a da sekreterlik işlerindeki becerilerinden ötürü teşekkür etmek isterim. Son olarak ilk taslağa ilişkin yapıcı eleştirileriyle değerli katkılar sağlayan kitap eleştirmenlerine de son derece minnettarım. Bu kitapcığı yazarken çok şey öğrendim. Gelip benden "Multipl Skleroz ve Duygulanımlarınız" hakkında yazmam istendiğinde ilk tepkim şaşkın bir şekilde "neden ben?" olmustu. Fakat üzerinde biraz düşündüğümde "neden ben olmayayım" noktasına geldim.(tıpkı bana M.S.`li olabileceğimin söylendiği ilk an gibi). Kesinlikle emin olduğum tek şey şuydu, M.S.`li kişilerin kendi sözleri bu kitapçığın temelini oluşturmalıydı. Bu kitapçık için kendim de dahil olmak üzere M.S.`li altı kişiyle görüş-tüm. Hepimizin ortak bazı deneyimleri ve fikirleri vardı, fakat aynı zamanda herbirimiz diğerinden son derece farklıydık. Kitapçık boyunca geçen anlatımlar hem benzerliklere hem de farklılıklara işaret etmektedir. Hiçkimse M.S.`li olmayı seçmez.Böyle durumlarda hep özürlü çocuğu olan bir anneyi hatırlarım. İyiniyetli biri anneye söyle der; "Sen tanrının sevgili kulu olmalısın çünkü bu özel çocuğa sahip olasın diye özellikle seni seçmiş?". Kadının ise cevabı şu olur; "öyleyse dilerim en kısa zamanda bir başkası sevgili kulu olsun." M.S' le yaşam, sıkıntıları ve gerginlikleri ile bazen kahredici olan ve bitme-yen bir mücadeledir. Fakat pekçok insan sınırları kabullenmeyi birbirinden farklı yollarla öğrenmekte ve bu sorunlara göğüs germektedir. Onlar M.S.`e rağmen tatmin edici bir yaşam sürüyorlar, aile ve çevrelerine değerli katkılarda bulunu-yorlar. Bu kitapçığın M.S.`lilere ve ailelerine yardımcı olmasını, bundan bir tür deneyim olarak yararlanmalarını umuyorum. Anne Bray Giriş Çoğu M.S.`li kendini zaman zaman ruh sağlığı tehdit altındaymış gibi hisseder. Endişeli, huzursuz, öfkeli, depresif veya "kendisi değilmiş gibi" hissedebilir. Bazısı sanki bir gün "bulutların üstünde" ertesi gün "zindanın dibinde" gibi hissettiğini söyler. Bu hislerin hiçbiri M.S.`li kişilere özgü değildir.Yaşam sıkıntıları herkeste zaman zaman duygusal tepkilere yol acabilir. Giderek daha çok M.S.`li kişi, bu yaşadıklarının açıklığa kavuşturulması gerektiğini söylemektedir. Bunların ne kadar ızdırap verici olduğunu itiraf etmeye ihtiyacımız var -bizler bazen M.S`nin fiziksel belirtilerinden çok duygusal durumumuzla başetmekte daha yetersiz kalabiliyoruz.
M.S.`li biri olarak şuna benzer sorularınız olmalı :
Bu kitapçık M.S. ve duygularınızla ilgili en sık sorulan sorulardan bazılarına cevap vermek için yazıldı. Gerçekte hiçkimse M.S`li birinin nasıl hissettiğini ondan daha iyi tarif edemez. Biz bazı M.S.`li hastalardan yaşadıklarını aktarmalarını istedik. Bu kitapçık boyunca bunları kendi sözcük-leriyle sunacağız. Aynı zamanda profesyonellerin klinik deneyimlerine ve son araştırmalara dayanarak önerdiklerinde de yer verdik. Siz kendinize özgü birisiniz; M.S`li olarak yaşamanın sıkıntılarıyla başetme şekliniz diğer insanlarınkinden farklı olacaktır. Bu kitapçıktaki alıntılardan bazılarıyla özdeşleşebilir, "tam benim hissettiğim gibi" diyebilir, diğerlerinin deneyim ve tepkilerini sizinkilerden biraz değisik bulabilirsiniz. Herhangi bir hastalık veya sıkıntı karşısında, yaşamınızdaki bu beklenmedik değişiklikle başetmek için duygularınızı toparlamanız gerekir. M.S. gibi bazı yetersizliklere neden olabilecek uzun süreli bir hastalıkta ise bu ayarlamamarı defalarca yapmanız gerekebilir."M.S.'li olmak bazı belirsizliklerle birlikte yaşamak" demektir. M.S.`in yaratabileceği sorunların önceden sezilememesi belki de üstesinden gelinebilecek en zor şeydir. M.S.`nin sizi günden güne, yıldan yıla nasıl etkileyeceğine ilişkin bazı belirsizlikler yüzünden kendiniz ve yaşamınız üzerindeki kontrolu kaybettiğiniz duygusuna kapılabilirsiniz. Bu kitapçık kendiniz olma duygusunu geri kazanmanız ve yaşamınızı daha fazla kontrol edebilmeniz için yazılmıştır. Size tüm cevapları sunamaz, fakat kendinizi daha iyi anlamanızda ve yaşamdan daha çok zevk almak için yapabileceğiniz şeylerde yararlı bir başlangıç olacağını umarız. Tanı konduğunda M.S. tanı konulmasi zor bir hastalıktır ve bir doktor hastalığınızın adını koymadan önce yıllarca garip ve huzursuz edici belirtilerle yaşamak zorunda kalabilirsiniz. Tanı konulmadan önce tuhaf şeyler hissedip, delirmeye ya da vücudunuzun denetimini kaybetmeye başladığınızı zannedebilirsiniz. Sağlıklı göründüğünüz ve belirtiler gelip geçici olduğu için, başkaları sizin biraz histerik, mızmız ya da kuruntulu olduğunuzu düşünebilirler. En sonunda tanı konulduğunda pekçok M.S.'li büyük bir rahatlama hisseder. Sanırım en zoru bilmemektir. Acaba kanser mi oluyorum ya da başka bir kötü hastalığım mı var? Bugünlerde, bunun AIDS olabileceği de aklınıza gelebilir. Kim bilir. En kötüsünü düşünürsünüz. Adını bilmek ve "Tamam, bu benim yakalandığım şey" diyebilmek çok önemlidir. Bundan sonra yakalandığınız şeyle uğraşmaya başlayabilirsiniz. İnsanı gerçekten dehşete düşüren şey bilmemektir... Duygusal olarak fena halde hırpalanırsınız. Öğrenene kadar bıçak sırtındasınızdır...Nasıl ilerleyecek? Sonunda ne olacak? Bazı insanlar da tanı konulunca yıkılırlar. Belirtilerin önemsiz olduğunu düşünmüşlerdir. Bilmediklerinden ya da yanlış bildiklerinden ölecekmiş veya ağır sakatlığa uğrayacakmış gibi hissedebilirler. Çekilen çilenin çoğu cahilllik yüzündendir. Ruhsal ve duygusal açıdan iyi olmak için atacağınız ilk adım sahip olduğunuz bilginin doğru ve geçerli olduğundan emin olmaktır. Ne yazık ki pek çok kimse bazı sağlıkçılar dahil M.S.'nin etkileri ve başa çıkmak için neler yapılması gerektiği konusunda yeterli bilgiye sahip değildirler. Yeni Zelanda M.S.DERNEĞİ'nin "Multipl Skleroz......tanı konulur konulmaz" isimli çok yararlı bir kitapçığı bulunmaktadir. Danışma servisi sizi diğer kaynaklar konusunda bilgilendirecek ve güncel bilgiyi yakalamanız konusunda size yardımcı olacaktır. M.S.DERENĞİ çalışanları pek çok alanda çeşitli hizmetleri ve pratik desteği vermeye hazırdır. Belirtileri kaybolmaya yüz tutmuş ve hatta tamamen kaybolmuş insanlar M.S. tanısı konulunca, kendilerini saldırıya uğramış gibi hissederler.
Tanı bir rahatlama sağlayabileceği gibi, yeni kaygılar da yaratabilir.
İnsanların kötü haberle başetme yolları farklıdır. M.S.'lilerin çoğunun M.S.'li olduklarını ve yaşamlarını onunla birlikte sürdüreceklerini kabul etmeleri zaman alır. Pekçoğu işin başındayken şöyle tepkiler gösterebilir: * Doktoruna, * ailesine, * M.S.'li olmayan arkadaslarina, * kendine, * Tanrıya, "neden bu benim başıma geldi" diye öfkelenme, Bu tepkilerden herhangi birini göstermek olağandır. Fakat uzun süre attan düşmüş gibi hissetmeye devam ederseniz, yardım istemeye hakkınız vardır. Önemli olan ihtiyacınız olduğunda yardım istemektir. Bu, bir güçsüzlük değildir. Aksine dürüst ve cesur olmaya başladığınızı gösterir. Hayatınızdaki kederler ve yokolma hissiyle uğraşmanız gerektiğini öğrenmelisiniz, böylece bunlar sizi yaşamayı sürdürmekten alıkoyan, büyük bir yük ve engel haline gelemezler. Multipl Sklerozla yaşamanın zorlukları
M.S.'lileri en sık karşılaştıkları duygusal olumsuzlukları şöylece sıralayabiliriz:
Depresyon Depresyon, M.S.'li kişiler tarafindan en sık yaşanan duygusal problemdir. Aşağıdakilerin bir ya da birkaçına bağlı olabilir: Uzmanlar bunun genellenebileceği konusunda karşıt görüşte olsalar da M.S.'in kendisinden kaynaklanabilir. Uygulanan tedavinin yan etkisi veya steroid tedavisinin kesilmesiyle ilgili olabilir. Depresyon genellikle yaşamdaki diğer sıkıntılarla, onlarla baş etme yöntemleriyle ve dayanakların azlığıyla ilgili olabilir.
Depresif olmak başlıbaşına olumsuz bir durumdur. Bu herkesin arasıra yaşadığı "biraz kötü hissetmek"den, çok daha fazlasını ifade eden bir durumdur. Çoğu kişi bazı zamanlarda kendisini "kötü" hissedebilir. Tedavisi olmayan müzmin bir hastalıkla karşılaşıldığında; bu "kötü" hissetmeler süreklilik kazandığında, yaşama sevinci kalmadığında, depresyon belirgin bir biçimde ortaya çıkabilir. Depresyon aşağıdaki belirtilerin birkaçını içerebilir:
Önemli olan depresyonu ciddiye almak ve uygun tedaviye başlamaktır. Kendinizi bu kadar kötü hissederek yaşamaya layık değilsiniz. Bu durumu değiştirmek için birşeyler yapabilecek durumdasınız. Depresyon için ne yapabilirsiniz? Depresif olduğunuzu bilin. Kendinize karşı dürüst olun. Bununla ilgili bir şeyler yapmaya karar verin. Kendinize yakın bulduğunuz birine anlatın ya da M.S. konusunda çalışan biriyle konuşun. Fakat asla "metanetini kaybetmez-sen iyileşeceksin" türünden tavsiyeleri kabul etmeyin. Bunun işe yaramayaca-ğını bilin. Güvendiğiniz bir doktora gidip görüşün. Uygulanan tedavilerin buna neden olup olmadığını doktorunuza sorun. Eğer doktorunuz antidepresan tavsiye ediyorsa, ilacın ne olduğunu, işe yaraması için ne süreyle alınması gerektiğini, yan etkilerinin neler olabileceğini iyice sorun ve anladığınızdan emin olun.Yakın bir gelecekte doktorunuzla yeniden görüşmek için bir randevu ayarlayın. Durumunuzla ilgili danışabileceğiniz birini arayın. Danışmak, yardım istemek gibi şeyler çoğumuza zor gelen, yabancı olduğumuz durum ve düşüncelerdir. Bu nedenle konuya daha yakından bakalım ve ne demek olduğunu, neyi içerdiğini görelim:
Danışmak,sormak ve yardım istemek;
Danışmanlık size korkularınız, endişeleriniz, umutlarınız ve duygularınızla ilgili açık olarak konuşabileceğiniz güvenli ve özel ortamı sağlar. Kendinizi daha iyi anlamanıza, hayatınızı nasıl yaşamak istediğinize ilişkin plan yapmanıza yardım eder. Reaksiyon göstermenin değişik yöntemlerini denemenize, kaçınılmaz streslerin, sıkıntıların üstesinden gelmenin yeni ve daha iyi yollarını öğrenmenize yardım eder. Başkalarını hayal kırıklığına uğratma ve incitme korkusu olmadan kendiniz olmanıza yardım eder ve bunun nasıl üstesinden geleceğinize ilişkin endişelenmenize gerek olmadığını anlamanızı sağlar.
Danışmanınız kim olabilir? Danışmanlık eğitilmiş ve tecrübeli kimselerce sağlanmalıdır.Başka bir alanda uzman olan ya da iyi bir dinleyici olan nazik herhangi birinin danışmanlik yapabileceğini umut etmek uygun olmaz. Doktorunuzdan veya M.S.DERNEĞİ'ndeki görevlilerden bölgenizdeki eğitilmiş danışmanların isimlerini öğrenin. (Çevirenin Notu: Bilindiği gibi yurdumuzda ne yazık ki bu tür eğitilmiş danışmanlar bulunmamaktadır.) Danışman seçimi kişisel bir eylemdir. Mutlaka,sizin için doğru olan bir danışmanı seçmelisiniz.
Arkadaşlarınızla veya aile fertlerinizden biriyle de yardımcı olacak konuşmalar yapabilirsiniz. Bu tür bir destek son derece değerlidir, fakat burada söz konusu olan daha değişik bir yardımdır: Profesyonel yardım. Sanırım danışmanlar sizi tanımayan, sizin geçmiş deneyimleriniz konusunda etkiden arınmış kimseler olmalıdır. Bana öyle geliyor ki yabancı olmaları en iyisi.... Julia Segal M.S.'li kişiler ve aileleriyle ilgili danışmanlık hakkında şöyle yazıyor:
Halsizlik-bitkinlik ve depresyon M.S.'li pekçok kimse ciddi bir halsizlik,acilen dinlenme ihtiyacıyla beraber görünen aşırı bir bitkinlik hissi yaşar. Halsizliğinizi reddetmeniz ve onunla başa çıkmanız son derece önemlidir. Yeni Zelanda M.S.DERNEĞİ bu konuda çok pratik bir kitapçık yayınlamıştır:"M.S... halsizlikle başetme."
Depresyonun belirtilerinden biri bıkkın ve bitkin hissetme de olabilir. Gerçekte depresyon normal uyku düzenini bölüp daha fazla bitkinliğe yol açabilir. Öyleyse şunlar çok önemlidir:
Halsizliğinizin üstesinden gelmek depresyonunuzla başetmenize yardımcı olabilir. Çünkü halsizlik-bitkinlik ve depresyon birbirini olumsuz etkiler. Eğer halsizliğinizle yeterince başedemiyorsanız depresyona girmek üzeresiniz demektir. Eğer depresyondaysanız kendinizle ve bitkinliğinizle ilgilenmekten kaçınmayın. Eğer yeterince iyi uyuyamıyorsanız daha yorgun olursunuz. Depresif ve halsiz olmak birbirlerini etkilerler. Daha fazla halsiz olmak, daha fazla depresif olmaya, daha fazla depresif olmak ise daha fazla bitkinliğe yol acar.Öyleyse M.S.'li olarak bu gibi kısır döngülerin içine hapsolmaktan kaçınmalısınız. İyi bilgilenme, iyi danışmanlık ve belirtilerinizle başetme biraraya geldiğinde olumlu bir değişiklik sağlar ve bu tip bir kısır döngüden çıkmanızı kolaylaştırır. Değersizlik hissi M.S'le beraber yaşamak bazı kayıpları da beraberinde getirir. Yapmaya alışkın olduğunuz şeylerin tümünü yapamıyabilirsiniz, bazı şeyleri yapmanız için yardım almanız gerekebillir, yaşam planlarınızın bazılarından vazgecip, bazılarını değiştirmek zorunda kalabilirsiniz, kendinize bakış açınızı değiştirebilirsiniz. Yaşlanmakta olan herkesin böyle düzenlemeler yapması gerekir.Ama gençken kontrolunuzu yitirdiğiniz vücudunuz üzerinde bu tür düzenlemeler yapmak zordu. Üstelik bunlar öngörülemez. Bir birey, bir eş, bir ebeveyn ve bir çalışan olarak artık önemsiz olduğunuzu hissedebilirsiniz. M.S.'li olan herkes bu tür sorunları kendine özgü bir şekilde yaşar. Benim en büyük kaybım müzik aleti çalma yeteneğimi kaybetmemdi. Ben bir müzisyendim ve parmaklarım benim için herşeydi. Birşeylerin yanlış gittiğini ilk defa onlar doğru düzgün çalışmamaya başladıklarında anladım... Kişisel kimliğimizi ve değerimizi yeniden inşa etmek, devam ettirmek, kendi açımızdan uzun ve zorlu bir çaba ve bizi sevenlerin desteğiyle gerçekleşebilir. Kendimizi nasıl görüyoruz?
Araştırmalar ortaya koymuştur ki M.S.'li kişiye düşen en isabetli davranış kendine karşı olumlu bir bakış edinmektir. Yeniden değerli hissetmek için kendinizi sevmeye, başkalarını sevmeye ve onlar tarafından sevilmeye ihtiyacınız var.
Duygusal iniş çıkışlar M.S.'li kimseler ruh hallerinde ve duygularında, belirli bir nedene bağlı olmaksızın ortaya çıkan çalkantılar yaşamışlardır. Ruhsal değişiklikler çok siddetli değilse, kısa sürüyorsa ve özellikle yorgunluk bir sorunsa, bu M.S.'in değişen etkilerinin bir parçası olabilir. Yaşamın sıkıntılarıyla baş etmede daha çok zorlanıyor olabilirsiniz. Yine de gerçek depresyonun her iki halini de yaşıyorsanız, yani bazı zamanlarda aşırı enerjik hissediyor, ortalarda koşuşturuyor, normalden çok fazla konuşuyor, az uyuyorsanız, mutlaka bir doktora görünmelisiniz.Görünen o ki M.S.'li kimseler "iki uçlu duygulanım bozukluğunu" veya bazılarının dediği gibi "manik depresyona" diğer kimselerden daha yatkındırlar. Bu bozukluk genellikle tedaviye iyi cevap verir. Bu, herkeste ayni biçimde seyretmeyen bir hastalıktır. Dolayısıyla sizdeki gidişi de farklı olacaktır. M.S'lilerin çok azı tarafından tanımlanan, ender görülen bir durum da, duygulanımdaki denetimsizliktir. Bu durumda M.S.'li kişiler gerçekte içlerindeki hisler böyle olmadığı halde aniden gülebilir veya ağlayabilirler. Bu ender belirti M.S.'nin yarattığı zarardan kaynaklanir. M.S?den sözeden bazı yazılarda ve kitaplarda taşkınlık halinden sözedilir. Bu, kişinin her zaman çok neşeli ve mutlu olarak göründüğü çok sıradışı bir durumdur. "Ben bununla başedebilirim" diye düşünebilirsiniz. Uzmanların, yaygın olmadığını düşündükleri bu durum gerçekten ender olarak görülür. Burada M.S'in kendisine bağlı duygusal durum ve davranışlarla ilgili olarak sıradışı etkilerden söz ettik. Çünkü bunlar M.S.'le ilgili makale ve kitaplarda sıklıkla tartışılmaktadir. Ancak bu, sizin de bunları yaşayacağınız anlamına gelmez.
Huzursuzluk, hüsran ve öfke M.S.'li pekçok kimse huzursuzluğun yanısıra beceriksizlik, yavaşlık, hatırlama zorluğu veya bazı şeyleri yapmada yetersizlik gibi şeylerle de başa çıkmak zorundadır. Kişiliğimize ve başetme yollarımıza bağlı olarak herbirimiz apayrı biçimlerde tepki veririz. M.S'in en çetin yanlarından biri hastalığın etkilerinin diğer kişiler tarafından yeterince açıklıkla görülememesidir. Genellikle öyle iyi görünürüz ki başkaları kendimizi ne denli kötü hissettiğimizi farkedemezler. Halsizliğimiz, diğer insanlarca yanlış anlamlandırılarak tembellik veya isteksizlik olarak değer-lendirilir. Dahası, öyle olmadığını bile bile, biz bile kendimizi sorgulamaya başlarız. Ailenize ve arkadaşlarınıza karşı tahammülsüz ve huysuz olduğunuzda suçluluk hissedip kendinize öfkelenebilirsiniz. Sonuç olarak onlar size destek olan ve yardım eden insanlardır. Onlara ihtiyacınız vardır, onlari seversiniz, onlar da sizi severler. Onlara karşı nasıl bu kadar kırıcı olabilirsiniz? Kötü davranarak onları uzaklaştırırsanız ne olur? Bazen hüsrana uğramış hissetmek M.S.'le birlikte yaşamanın normal bir parçasıdır. Huzursuz olmak veya alınganlık göstermek de yaşamın normal bir parçasıdır. M.S.'li kimseler evliya değillerdir. Başka birinden de aynı rolü beklememelidirler. ("Ne kadar mükemmelsin, senin gibi olmak isterdim" lafları boştur.) Hüsranla ilgili olarak her birimizin yapması gereken şey duygularımız konusunda kendimize ve çevremizdekilere karşı dürüst olmaktır. Eğer öfkemizi biriktirir ve içimize atarsak genellikle depresyona dönüşür.
Sıkıntılardan ve hayal kırıklıklarından tümüyle kaçınamayız ama M.S. ile idare etmemizin ve günlük yaşamımızdaki sıkıntıları azaltmamızın genellikle pratik yolları vardır.Yapabileceğiniz şeylerden bazıları şunlardır:
Mümkün olduğu kadar M.S.'in belirtileriyle baş etmenin yollarını bulun. (Doktorunuzun veya M.S. konusunda çalışan sağlık personelinin yardımına ihtiyacınız olabilir.)
Mümkün olduğunca işlerinizi bölerek yapın - hiçbir işi bir seferde yapmak zorunda değilsiniz.
Bellek sorunları M.S'in bazen dikkat toplama, anımsama ve karmaşık sorunları çözme yeteneğini etkileyebileceği bilinmektedir. Bununla ilgili kısa bir bölüm buraya alınmıştır. Çünkü bu tür güçlükler, kendinizle ilgili hislerinizi ve diğer insanların sizinle ilişkisini etkileyebilir. Eğer böyle problemleriniz varsa ve siz veya çevrenizdekiler bunun farkında değilseniz, bu yanlış anlaşılmanıza, kendinizi huzursuz hissetmenize neden olabilir veya bir başkası bazı şeyleri unuttuğunuz için size küsebilir. Bu problemler hızla bunamaya başladığınız anlamına gelmez.
Bellek ve dikkati toplama problemlerinizi aşağıda belirtilen yolları kullanarak azaltabilirsiniz:
Aile ve arkadaşlarla ilişkiler Burada konulara yalnızca değinebiliyoruz.. Aslında bunların hepsinin başka birer kitabın konusu olması lazım! M.S. ve duygulanımlar hakkında konuşurken, duygularımızın ve heyecanlarımızın tümünün diğer insanlarla olan ilişkilerimizle içiçe geçmiş olduğunu kabul etmeliyiz. Bizim duygularımız diğer insanlardan, onlar da bizim heyecanlarımızdan ve ifade ediş biçimimizden etkilenirler. M.S. kaçınılmaz bir biçimde tüm aileyi etkiler. Bu, yaşamınızdaki herkesi yaralayacak korkunç bir bela olduğu anlamına gelmez, fakat herkesin bazı duygusal ayarlamalar yapması gerektiği bilinmelidir. M.S.'li kişi gibi, ailenin diğer bireyleri de endişe, belirsizlik ve kaybetme duygusu yaşar. Rolleri değiştirmek, yeni planlamalar yapmak gibi konularla uğraşmak zorundadırlar. M.S.'in belirtileri tamamen ortaya çıktığında bu durum herkes için zor olacaktır. M.S'in ne olduğu, sizi nasıl etkilediği, belirtilerle nasıl idare edebileceğinizi bilmek sizin için ne kadar önemliyse, aynı bilgi ve algılayışa sahip olmak yakınlarınız ve sevenleriniz için de zorunludur. Bilgiyi paylaşmak aynı zamanda sorun ve endişelerin de açık açık tartışılması anlamına gelir. Aile üyeleri son derece güç bir ip cambazlığı yapmak zorunda kalırlar: Sizi yok saymadan, aşırı koruyucu olmadan, yani fazla ileri gitmeden size karşı koruyucu ve kollayıcı olmalılar. Gerçekdışı beklentileriniz dışında, sizi desteklemeli ve cesaretlendirmeliler. Her ikisini yaparken de dengeyi tutturmak zordur ve aileniz bazen yanlış yapabilir! Bu ayarlamaların can alıcı noktası iyi bir iletişim kurabilmektir. Çok yakın olduğumuz birinin bile beyninden geçenleri okuyamayız. Eğer siz ve aileniz, sizi altüst eden ve endişelendiren konularda konuşamazsanız aile yaşantınız güçleşecektir. Bazen iletişim yollarını açmak için, bunu yapabilecek aile dışından birine başvurmak işe yarayabilir. Doktorunuzdan veya M.S. Derneğinden bu konuda çalışan uygun birini önermelerini isteyebilirsiniz. Seks Seks devam ettiği sürece bu konuyu sorun etmenin bir yararı yoktur. M.S.'li olmak eşinizle olan seksüel ilişkinizde bazı yeni düzenlemelere yol açabilir. Eşinizle ve doktorunuzla seks hayatınıza ilişkin duyduğunuz endişeleri konuşmanız son derece önemlidir. Bazı cinsel güçlükler M.S.'nize bağlı olabilir ama eşiniz bunu bilmiyor olabilir ve öyle olmadığı halde onu sevmediğinizi düşünebilir. Stress ve yorgunluk cinsel ilişkinizi önemli ölçüde etkiler. Bu sorunlarınızı biraz da olsa azaltmak olumlu bir etki yaratabilir. Doktorunuz konuyla ilgili yararlı kitaplar önerebilir ve/veya cinsel işlevler ve ilişkiler konusunda kişisel önerilerde bulunabilir. Yeni Zelanda M.S.Derneği danışma servisinin seks ve M.S. konulu bir yayını bulunmaktadır. İktidarsızlıkla ilgili bir endişeniz varsa aile doktorunuzdan ürolog veya özel seks terapisti önermesini isteyin.
Bu son derece kapsamlı bir konu olduğundan, bu kitapçık kapsamında açıklamak güçtür. Ancak Dr.Sanford ve Dr.Petajon şunları önermektedirler.
Çocuklar Eğer M.S.'liyseniz çocuklarınızın bunu bilmesi gerekir. Onlara nasıl anlatacağınız çocuğunuzun anlama seviyesine bağlıdır. Onlar için başedilmesi güç olan asıl şey, sizin bir probleminiz olduğunu bilmeleri ama bunun ne olduğunu bilmemeleridir. Sorunu olduğundan daha kötü birşey zannedebilirler. Hatta kötü olmanızın sebebinin kendi hataları olduğunu düşünebilirler. Anlayamayınca değişiklikler karşısında gücenip kötü davranabilirler. Çocuklar soru sorabileceklerini ve doğru cevap alabileceklerini bilmelidirler. Çocuklar şaşılacak bir şekilde uyum sağlayabilirler. Eğer çocuklarınızla M.S. öncesi iyi bir ilişkiniz varsa onlar sizdeki değişikliklere ve aile yaşantınız üzerindeki etkilerine büyük bir olasılıkla uyum sağlarlar. Bazen onların bu makul kabullenişleri sizi şaşırtabilir.
Tüm ilişkilerde olduğu gibi çocuğunuza karşı da açık ve dürüst olmak (ve onların da size karşı böyle olmalarına izin vermek) M.S. ile birlikte yaşamanın zorluklarıyla baş etmenizi kolaylaştırır.
İyi bir ebeveyn olmanın temelinde mükemmel bir bakıcı olmanız, çok para kazanmanız ya da çocuklarınızla parka gitmeniz yoktur. Siz ya da çocuklarınız artık birlikte yapamıyacağınız şeyleri yapmak isteyebilirsiniz. Fakat M.S. sizin çocuklarınızın ebeveyni olduğunuz gerçeğini yok sayamaz. Siz hala onların anne ya da babasısınız.
M.S'lisiniz diye çocuklarınızı sevemeyeceksiniz, terbiye edemeyeceksiniz, yol gösteremiyeceksiniz ve onları dinleyerek, onlarla paylaşarak, yaşamlarıyla ilgilenerek onlara yardım edemeyeceksiniz demek değildir. Yapamadıklarınız konusunda, sizin gibi onlar da hayal kırıklığına uğrarlarsa da büyüyüp olgunlaşarak aranızdaki ilişkinin daha önemli olduğunu öğrendikçe bu tür sorunlar giderek önemsizleşir. Arkadaşlar M.S'li olmak bazen tatsızlıklara yolaçar. Dışarı çıkıp dolaşmanın, halsizliğin ve bazı dünya işlerinin pratik zorlukları varolan arkadaşlıklarınızı kaybetmenize ve yenilerini edinmenizde güçlüğe yol açabilir.
Başlangıçta arkadaşlarınız sizinle ilgili bir problem olduğuna inanmayabilirler.
Arkadaşlıklar hepimiz için önemlidir. Karşılıklıdır; verilir alınır. Güçlenmesi için karşılıklı olması gerekir. Sadece yapmaya alıştığınız şeyleri yapamıyor olmanız iyi bir arkadaş olmaktan çıktığınız anlamına gelmez. M.S.'li olmanız arkadaşlarınızın tüm yükü taşımalarını beklemeniz için de bir sebep olamaz. Tüm ilişkilerde olduğu gibi anahtar iyi bir iletişimdir. Eğer arkadaşlarınız M.S. ile birlikte yaşamanın ne demek olduğunu bilmiyorlarsa, çok ürkek davranabilirler.
Diğer M.S.'lilerden çok önemli destekler alabilirsiniz. Neden bahsettiğinizi tam olarak anlayan biriyle sohbet etmekten daha iyi bir şey olamaz. Müşterek şeyleri paylaşmanın yanısıra muhtemelen M.S. ile birlikte yaşamanın eziyetleriyle de beraber dalga geçebilirsiniz ve bunu M.S.'li olmayan biriyle yapmanız son derece zordur. Eğer M.S'li diğer kişilerle ilişkiye geçmek isterseniz M.S. Derneği'nden kendi bölgenizde grup bulunup bulunmadığını öğrenin. Hayatta herşey M.S değildir. Yaşadıklarınızı diğer arkadaşlarınızıla da paylaşmalısınız. Yapmayı çok sevdiğiniz şeylerle uğraşmak için yollar arayın.
Arkadaşlarınızla yaptığınız bazı şeyleri yapmak zorlaşmışsa, başka yollarla ilişkinizi sürdürün. Mesela telefonlaşın, onlara iki satır birşey yazın, doğum günlerini ve özel günlerini hatırlayın bir bardak çay içmeye veya televizyonu beraber izlemeye çağırın. Dostluğu devam ettirmek için herşeyi onlardan beklemeyin. M.S. yapabileceğimiz şeyleri sınırladığında arkadaşlarınıza, onlara değer verdiğinizi göstermek ve dostluğunuzu ifade etmek için yollar bulun. Arkadaşlarınızla açıkca konuşun ve karşılıklı iyi bir dostluğu sürdürmek için yeni yollar araştırın. Özet Bu kitapcık çok kısa olmakla birlikte bir çok başlık ve konuyu kapsa-maktadır. M.S'li kişiler hissettiklerini ve M.S. ile birlikte yaşama deneylerini sizinle paylaştılar. Bunlardan bazılarıyla özdeşlik kurmuş olabilirsiniz fakat aynı zamanda diğer insanların sizden farklı tepki verdiğini de farketmişsinizdir. Kitapta geçen temel konuları özetlemeye çalışmak zor olsa da bunu deneyeceğiz.
* Sorunları hallederek sıkıntıyı azaltmak * Duygularımızla başa çıkarak sıkıntılarımızın etkilerini en aza indirmek
MS belirtinize en uygun davranışı seçmek önemlidir. Yapılacak hiçbirşey olmadığını farzederek problemlerinizi olduğu gibi bırakmayın.
Sonuç olarak M.S.'li olmanıza rağmen iyi bir yaşam sürdürmeniz mümkündür. Bu, çok zor olabilir ama karşılığına değer. Sorunları azlatmanın ya da onlardan kaçınmanın yolları vardır ve böylece onlarla daha iyi başedebiliriz. Yardım istemek için çok fazla gururlu olmayın. Gerçekci bir iyimser olun.
Kabul etme noktasına gelme ve dengeyi sağlama kişisel olarak çok güç bir uğraş ve uzun bir zaman gerektirebilir, fakat buna değer.
ÇEVİREN: Dr. Pakize Nevin SÜTLAŞ |